Her insanın içinde bulunduğu yaşam döneminde başarması gereken görevler, kazanması gereken bazı özellikler ve geliştirmesi gereken davranışlar vardır. Bunlar bireyin gelişim görevleri olarak ifade edilir. İnsan gelişim görevlerini başarabildiği ölçüde sağlıklı, mutlu ve huzurlu bir yaşam sürdürebilir.

İnsanın yaşamında bağımsız hareket edebilmek ve kendi ayakları üzerinde durabilmek önemlidir. Sürekli başkasına bağımlı (bağlı değil) hareket eden, gerektiğinde kendine yetemeyen ve her zaman başkalarından destek ihtiyacı hisseden bireylerin sağlıklı olduğundan bahsetmek pek mümkün değildir. Kendi ayakları üzerinde duran bireylerin yaşam konforunu, mutluluğu ve huzuru yakalaması daha kolaydır.

Sorumluluk, insanın gelişim sürecinde üzerinde önemli durulması gereken bir olgudur. Her insanın üstlenmesi gereken ve yapmak zorunda olduğu, gerektiğinde de hesabını verebileceği sorumluluklarının olması normal bir durumdur. Aksi bir durum psikolojik ve sosyolojik açıdan sorun teşkil eder. Bu açıdan herkes gibi yetiştirilen çocukların da sorumluluk bilinciyle yetişmesi çok kıymetli ve gereklidir.

Bazı anne-babaların istismara varacak düzeyde çocuklara yaşlarının üzerinde sorumluluk yükledikleri bilinen bir gerçektir. Ağır işlerde çalıştırılan çocuklar, oyun dünyalarından mahrum bırakılanlar çocuklar, eğitim hakları ellerinden alınan çocuklar vb. birçok çocuk anne-babaları tarafından ağır sorumluluklar altında bırakılmakta ve hatta istismar edilebilmektedirler.

Bununla birlikte bazı iyi kalpli (!) anne-babalar çocuklarının bir dediğini iki etmemekte, tüm işlerini onların yerine kendileri yapmakta ve çocuklarının üzerine düşen görevleri keyifle kendileri yapmaktadır. Bu koşullarda yetişen çocukların yaşamsal aksaklık ve sorunları zamanla gün yüzüne çıkmakta ve zorluklarla yüzleşmek durumunda kalmaktadırlar. Maalesef iyi niyet ya da farklı patolojik yapılara dayalı olarak sergilenen bu tarz anne-baba tutumları uzun vadede bu şekilde yetiş(tiril)en çocukların başlarına bela olabilmektedir.

Anne-babalar olarak çocuk yetiştirmede en önemli görevlerden bir tanesi de sorumluluk sahibi nesiller yetiştirmektir. Çocukları tanımak, yaşları ve gelişim görevlerinin farkında olmak ve bu doğrultuda çocuk yetiştirmek tahmin edilenden çok daha önemlidir. Bu konudaki ihmal ve aksaklıkların olumsuz sonuçlarını çocuklar yaşamları boyunca çekebilmektedirler.

Küçük yaşlardan itibaren çocuklara sorumluluk bilinci sabırla ve özenle kazandırılmaya çalışılmalıdır. Yaşına uygun iş, aktivite ve görevler verilerek çocuklar yavaş yavaş sonraki yaşlarda alacakları daha zorlu sorumluluklara hazırlanmalıdır. Örneğin, oyun oynayan çocuğun oyuncaklarını yine kendisinin toplaması için sabırlı, tutarlı ve ısrarlı talep ve takibin yapılması gerekir. Çoğu zaman çocuğa oyuncaklarını toplatmak onun yerine toplamaktan daha zordur. Kolayı tercih eden anne-babaların oyuncakları toplaması çocuk adına geliştirici değildir. Bu nedenle kolay yerine zoru tercih ederek çocuğun sorumluluk gelişimine katkı sağlayacak yol tercih edilmelidir.

Çocukluğunda ezilen ya da ezildiğini düşünen anne-babaların çocuklarını sorumluluklardan uzak tutması çok rastlanan bir durumdur. “Ben çektim, çocuğum çekmesin” yaklaşımı çoğu zaman sağlıksız anne-baba tutumunun sergilenmesine neden olur. Anne-babaların bilmesi gereken; çocukta gelişmeyen her özelliğin, gelecekte çocuğun birey olarak zorluk yaşamasına neden olacağı gerçeğidir.

Anne-babalar olarak çocuklara dair duyguların farkına varılması ve sağlıklı bir şekilde yönetilmesi önemlidir. Tehlike ve risk faktörlerine karşı çocukları koruma güdüsü onların sorumluluklarından uzak bir şekilde yetişmesine neden olur. Çocukları tehlikelere karşı korumak tabii ki anne-babaların en doğal hakkı ve hatta sorumluluğudur. Ancak bu konuda işlevsel olmayan ve sağlıksız duyguların, sağlıksız anne-baba tutumlarına neden olacağı göz ardı edilmemelidir.

Yetenek ve becerilerin gelişimi deneyim zenginliği ile doğrudan ilgilidir. Deneyim zenginli ise çocukların yaşlarına uygun iş, işlem, aktivite, görev ve sorumlulukları deneyimlemesine bağlıdır. Bu imkanları ellerinden alınan çocukların sorumluluk, yetenek ve becerilerinin gelişmesi beklenemez. Bu deneyim kaybının etkileri ise yaşamın ilerleyen dönemlerinde çok daha bariz olarak ortaya çıkar.

Sonuç olarak, sorumluluk bilincinin kazandırılmasın insan gelişim sürecinin açısından hayati önemi unutulmamalıdır. Anne-babalar olarak bu konuda sürekli, sabırlı ve tutarlı bir süreç takip edilmelidir. Çocuklara yaşlarına uygun, geliştirici ve sorumluluk bilincine katkı sağlayacak görev ve işler verilmedir. Bu görev ve sorumlulukların yerine getirilip getirilmediği sabırla ve ısrarla takip edilmelidir. Zor olsa da bu görev ihmal edilmemelidir. Geleceğe yatırım için zora talip olmaya değmez mi?

Mahmut Aydın

Uzman Psikolojik Danışman